| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| çok: | much, many, very, big, plenty, plentiful, good, fair, like hell, deadly, heavy, abounding, abundant, affluent, ample, countless, dead, exuberant, hearty, hell of, helluva, innumerable, lavish, multitudinous, numerous, piping, plenteous, precious | |
| çok: | much, many, very, big, well, plenty, greatly, awfully, badly, deeply, highly, a lot, plenty of, acres and acres, bloody, damned, enormously, ever so, fantastically, galore, heaps of, heartily, heavily, heavy, jolly, largely, loads of, lots of | |
| çok: | lot, more, hell | |
| çok: | multi, poly | |
| çok: | over | |
| çok güzel: | two thumbs up | |
| çok güzel bir geceydi.: | It's been a wonderful night. | |
| çok güzel kız: | very beautiful girl, a peach of a girl, peach | |
| çok uluslu: | multinational, cosmopolitan, multilateral | |
| çok uluslu karakter kümesi: | multinational character set | |
| çok uluslu ülke: | melting pot | |
| çok çekici kimse: | knockout | |
| çok yiyerek birini mahvetmek: | [fiil] to eat sb out of house and home | |
| çok düşünmeden söylenmiş birşey: | [isim] casual remark | |
| çok mutlu: | over happy |
[ son aranan 10 kelime: vicdansız | hayatı pahasına | to be incorporated | rebound fenomeni | kızılcık benzeri bir tür ağaç | seasonal variation | kefil olan | emanet olarak bırakmak | gezici dava vekili | çok ]