TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| çok sayıda: | a great number of, in large quantities |
| çok sayıda üretmek: | [fiil] to spawn |
| çok sayıda insanla tokalaşma: | flesh- pressing |
| çok sayıda dükkânın bulunduğu açık alan: | retail park |
| çok sayıda ülkenin karşılıklı ticareti: | bilateral trade |
| çok sayıda dağıtılan küçük el ilanı gibi: | bagstuffer |
| çok sayıda menkul değeri olmak: | [fiil] to be loaded up with securities, to be loaded up with securities |
| çok sayıda rizikoyu temin eden poliçe: | comprehensive policy |
| çok sayıda spekülatörün olduğu piyasa: | bear market |
| çok sayıda ziyaretçilerle olanakların zorlaması sonucu turistik bir alanın bozulması: | people pollution |