TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| öncelik: | priority, precedence, preference, primacy, antecedence |
| öncelik: | precedence , priority |
| öncelik sırası: | order of precedence, precedence |
| öncelik tanımak: | give priority to, give way, yield precedence to, prefer |
| öncelik sırasında en üst sıraları işgal etmek: | [fiil] to give high priority |
| öncelik sırasında en öne geçmek: | [fiil] to get top priorities |
| öncelik tanınmak: | [fiil] to be given preferential treatment, to enjoy preferential treatment |
| öncelik sırasında en başta gelmek: | [fiil] to have the highest priority |
| öncelik sırasında en üstte olmak: | [fiil] to of top priority |
| öncelik vermek: | [fiil] to give a preference, to grant prior rank, to give priority to, to give place, to prioritize |