TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
özel: | special, personal, private, distinctive, particular, specific, proper, ad hoc, closet, esoteric, especial, exclusive, express, extraordinary, individual, intimate, peculiar, privy, proprietary, sole, state, very | |
özel: | self | |
özel: | custom , private , special | |
özel durum açıklaması: | [isim] material disclosure | |
özel amaçla yapmak: | specialize | |
özel amaçlı eğitilmiş: | purpose trained | |
özel şöförlük yapmak: | [fiil] to chauffeur | |
özel tim: | task force | |
özel nedenler: | [isim] private reasons | |
özel abd: | special privilege | |
özel mülkiyet dışındaki suyun kontrollü dağıtımı: | appropriation of water | |
özel tasarruflar: | [isim] personal savings | |
özel itibar mektubu (bir bankanın yolculuğa çıkan müşterisine verdiği ve belirli miktardaki borç parayı ödemesi için tek bir muhabir bankayı yetkili k: | direct letter of credit |