TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| üzerinde: | super |
| üzerinde: | above, on, over, upon |
| üzerinde bulundurmak: | tote |
| üzerinde çalışılmamış: | unstudied |
| üzerinde çalışılmış: | studied, studious |
| üzerinde ölülerin törenle yakıldığı odun yığını: | pyre |
| üzerinde mutabık kalınan süre içinde bir yükümlülüğü yerine getirmek: | [fiil] to discharge a liability within the agreed period |
| üzerinde bahis oynanan köpek yarışı: | dogs |
| üzerinde iki ya da daha çor görüntünün yer aldığı ekran: | splint screen |
| üzerinde oynanmış hesap: | simulated account |
| üzerinde oynanmış satış faturası: | proforma account |
| üzerinde veya yedinde bulundurma: | physical possession |