TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
şüpheli: | doubtful, suspect, uncertain, suspicious, sceptical, fishy, creaky, shadowy, shady, chancy, contestable, debatable, dicey, discredited, disputable, dodgy, dubious, dubitative, equivocal, funny, funny peculiar, hazardous, indecisive, indefinable | |
şüpheli: | suspect | |
şüpheli alacaklar: | bad debts | |
şüpheli biçimde: | suspiciously | |
şüpheli durum: | borderline case | |
şüpheli alacaklardan doğan zararların karşılandığı ihtiyat hesabı: | reserve for bed debts, reserve for bad debts | |
şüpheli suçluların tutuklanması için emir çıkarmak: | [fiil] to warrant the arrest of the suspected criminal | |
şüpheli alacaklar için vergi muafiyeti tanınan meblağ: | recovery exclusion | |
şüpheli kişilerin tutuklanması: | pick up of suspects | |
şüpheli bir vakayı sonuçlandırmak: | [fiil] to settle a doubtful case |