TELAFFUZKELİMEANLAM
ağız:oral
ağız:mouth, facial feature above the chin and below the nose; stoma, mouth or mouthlike opening (Zoology); jaws; opening, edge, brink; muzzle, barrel end of a firearm; beak; chop, embouchure; gob, jaw, keen edge, orifice, outlet, vent, ventage
ağız arama:explorative talks, exploratory talks, fishing, kite flying
ağız aramak:sound out smb., take a sounding, pump, fly a kite
ağız boşluğu:mouth cavity
ağız ına geldiği gibi:(to speak) without restraint
ağız kokusu:halitosis
ağız kokusu pastili:cachou
ağız dolusu:full to the brim, mouthful
ağız dolusu abartma:slobber
ağız dolusu sıvı:sup
ağız alışkanlığı:the habit of using a particular expression



[ son aranan 10 kelime: fire hazards | çürütmek | perde arkası | carrying on | coral beads | saccharose | kan ağlamak | to come across with | emergency room | ağız ]
cümle çeviri / sözlük / kullanım şartları / bize ulaşın
RoketSozluk.com 2008-2024 - Tüm Hakları saklıdır. 0.0033