TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| aşırı: | extreme, excessive, ultra, super, intense, exceeding, fulsome, acute, camp, crusted, deep, desperate, devilish, disproportionate, exaggerated, exorbitant, exquisite, extortionate, extravagant, fancy, ferocious, fond, heavy, like hell, hell of |
| aşırı: | extremely, excessively, over, beyond, terribly, every other day, beastly, confoundedly, cruelly, damned, dead, desperately, devilish, filthily, hard, precious, shocking |
| aşırı: | hell |
| aşırı: | hyper |
| aşırı: | over |
| aşırı yemek yemek: | overeat |
| aşırı ev ödevi: | overmuch homework |
| aşırı hareketlerle bir fikir veya hareketi destekleyen kimseler: | lunatic fringe |
| aşırı davranışlarından dolayı göze çarpan: | flamboyant |
| aşırı kullanım ya da bakımsızlık nedeniyle bir zamanlar çok değerli olan bir kaynağın değerinin azalması: | deplation |
| aşırı para akışı: | glut of money |
| aşırı dikkat çekmeye uğraşmak: | [fiil] to hype |
| aşırı müstehcen olmayan (pornografi: | soft- core |
| aşırı kâr (girişimcinin normal kârdan fazla kazandığı miktar: | excess profit |
| aşırı uzun boylu: | gangling |