TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
admit: | [fiil] kabul etmek, itiraf etmek, almak, içeri almak, meydan vermek | |
admit a claim: | iddiayı kabul etmek | |
admit bearer: | giriş izni olanı almak, giriş kartı olanı almak | |
admit of: | olanak vermek, meydan vermek | |
admit of doubt: | kuşkuya meydan vermek | |
admit of no explanation: | açıklaması olanaksız | |
admit to bail: | kefaletle serbest bırakmak | |
admit to the bar: | baroya almak | |
admit of no delay: | geciktirmeye gelmez |