TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| affirmative: | [isim] olumlu cevap |
| affirmative: | [sıfat] olumlu, doğrulayıcı, doğrulayan |
| affirmative vote: | olumlu oy, evet oyu, muvafık rey |
| affirmative action: | olumlu ayrımcılık |
| affirmative action program: | (US) istihdamda ayrım yapmakdan kaçınma programı, (Br) istihdamda eşit fırsatlar sağlama yöntemi |
| affirmative reply: | olumlu cevap |
| affirmative answer: | olumlu cevap |
| affirmative condition: | bir hadiseyi tasdik eden şart, olumlu şart, müspet şart, olumlu bir hareketin yapılmasını gerektiren şart, müspet şart (olumlu bir eylemin yerine getirilmesini gerektiren şart |
| affirmative contract: | tasdik eden akit |
| affirmative covenant: | tasdik eden akit, taahhütname, taraflardan birine veya her ikisine de müspet bir taahhüt yükleyen akit, taraflardan birine veya her ikisine de müspet bir borç yükleyen akit, olumlu bir hareketin yapılmasını gerektiren şart |
| affirmative easement: | olumlu bir muhtevası olan irtifak hakkı, hadim gayri menkul üzerinde bir iş yapılmasını gerektiren irtifak hakkı, (araziden geçilmesi , içerisinden su alınması gibi, (bir arazinin içinden geçilmesi , içerisinden su alınması gibi |
| affirmative servitude: | hadim gayri menkul sahibi tarafından bazı olumlu fiillerin yapılmasını gerektiren irtifak hakkı |