TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| allowance: | [isim] izin, müsaade; harçlık, ödenek; hoşgörü, tolerans, indirim, iskonto, hesaba katma, göz önünde tutma, handikap [spor.], avans [spor.] |
| allowance to cashier for errors: | veznedar ödeneği |
| allowance for cash: | indirim, peşin indirimi |
| allowance in kind: | ayni yardım |
| allowance for exchange fluctuations: | döviz dalgalanmaları karşılığı |
| allowance for children: | çocuk ödeneği |
| allowance for doubtful accounts: | şüpheli alacaklar karşılığı hesabı |
| allowance for uncollectibles: | şüpheli alacaklar karşılığı |
| allowance for bad debts: | şüpheli alacaklar karşılığı |
| allowance in partition: | bir taksim davasında payların eşitliğini sağlamak için çok pay alanın az pay alana ödemesi kararlaştırılan tutar |