TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| asil: | noble, royal, superior, well bred, of noble birth, of gentle birth, aristocratic, aristocratical, dignified, gently born, grand, lordly, born in the purple, sublime |
| asil: | blue blood, noble, aristocrat |
| asıl: | true, authentic, actual, real; original, main, elementary, principal, cardinal, master, central, in chief, intrinsic, pivotal, virtual |
| asıl: | principally |
| asıl: | original, origin, origination, extraction, foundation, gist, groundwork, provenance, root stock, fountain head |
| Aşil: | Achilles, hero of Homer's "Iliad" who was killed when wounded in the heel (Greek Mythology) |
| asıl borçlu: | principal debtor |
| asıl gerçek: | gospel truth |
| asıl konuyu kaybettirmek: | [fiil] to obscure the issue |
| asıl oyundan önce oynanan kısa oyun: | curtain raiser |
| asıl melodinin yanı sıra üst perdeden söylenen ya da çalınan müzik: | descant |
| asıl kopya olduğunu kanıtlama: | proving of the tenor |
| asıl taahhüt sahibi ile birlikte: | collateral promise |
| asıl poliçe hazırlanıp sigortalıya teslim edilinceye kadar geçerli olan sigortacının hazırladığı ve sigorta sözleşmesinin varlığını kanıtlayan yazılı: | cover note |
| asıl değerinden düşük sigorta ettirmek: | [fiil] to insure below value |
| asıl konuya dönmek: | [fiil] to get down to brass tacks |