TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
as: | [zarf] kadar, olarak, gibi, iken | |
as: | [bağlaç] ki; madem; olduğu gibi, diği gibi, iken, irken; karşın, rağmen; mademki | |
as: | [isim] gibi | |
as it were: | sanki | |
as safe as houses: | son derece güvenli | |
as long as one lives: | kaydıhayat şartıyla | |
as friends: | ahbapça | |
as far as: | kadar, kadarıyla, bir dereceye kadar, olabildiğince | |
as far as concerns: | gelince | |
as far as I know: | bildiğim kadarıyla | |
as far as i'm concerned: | bana kalırsa | |
as prescribed: | öngörüldüğü üzere | |
as a general rule: | genellikle |