TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| attorney: | [isim] avukat, dava vekili, vekil |
| attorney at low: | avukat |
| attorney general: | başsavcı [brit.], adalet bakanı [amer.] |
| attorney ad hoc: | sureti mahsusada tayin edilen mümessil, özel bir maksat için tayin olunan vekil, belli bir dava için özel olarak tutulan avukat |
| attorney of an intervening party: | müdahil avukat |
| attorney (Atty.): | [isim] avukat (Av.) |
| attorney in fact: | [isim] hukuki olmayan işlerde vekil, ticari işlerde başkası hesabına hareket eden kimse |
| attorney fee: | avukatlık ücreti |
| attorney for the opposing party: | karşı taraf avukatı |
| attorney of record: | bir müvekkilin bir dava veya kovuşturmadaki işini takip için tuttuğu avukat, müvekilin bir dava veya kovuşturmadaki işini takip için tuttuğu avukat |