TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| aynı anda: | at the same time, simultaneously, meanwhile |
| aynı anda birkaç işlem yapabilme: | time sharing |
| aynı anda her yerde bulunma: | ubiquity |
| aynı anda iki zıt şeye inanma: | double think |
| aynı anda olma: | concurrent |
| aynı anda iki kişiyle evli olma: | bigamy |
| aynı anda iki kişiyle evli olan kimse: | moonlighter |
| aynı anda ölüm: | simultaneous death |
| aynı anda hem televizyon hem de radyodan yayın yapmak: | [fiil] to simulcast |
| aynı anda enflasyon ve işsizlik (enflasyonun mu yoksa işsizliğin mi daha büyük sorun olduğunun değerlendirilmesi: | simultaneous inflation and unemployment |
| aynı anda işlem görmesi için birçok menkul kıymet alıp satan birimin birleştirilmesi: | bunching |