TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| belirli bir süre: | for a definite period |
| belirli bir süre sonra ödenecek kredi: | time loan |
| belirli bir süre içinde bir reklamı gören ortalama hane halkı ya da kişi sayısı: | frequency |
| belirli bir süre içinde bir bölge: | tourist flow |
| belirli bir süre içinde bir radyo ya da televizyon reklamı: | unduplicated audience |
| belirli bir süre içindeki fiyat düşmelerine karşı üreticinin fiyatını buna göre ayarlayacağı konusunda perakendeciyle yaptığı anlaşma: | floor stock protection |
| belirli bir süre içinde tüm nakit işlemlerinin bir kaydıdır: | income and expenditure account |
| belirli bir süre içinde bir iletişim medyası tarafından kendilerine ulaşılmış kişiler ya da hane halkları sayısı: | net audience |
| belirli bir süre içine mümkün olan çoklukta etkinlik sokma eğilimi: | time deepening |
| belirli bir süre içinde karşı çıkılmadığı veya mahkemece belirlenen koşullar altında kesinleşecek mahkeme kararı: | order nisi |
| belirli bir süre için düzenli olarak hayat boyu gelir ödemesi yapılan gelir sigortası: | [isim] annuity insurance |