TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| beyond: | [isim] öbür dünya, ahiret |
| beyond: | [zarf] aşırı, ötesinde, öte |
| beyond: | [edat] ötesine, ötesinde, öteye, ötede, den öte, ötesi; ayrıca, haricinde, götürmez |
| beyond all bearing: | çekilmez, dayanılmaz, katlanılmaz |
| beyond all blame: | bütün suçlamalardan uzak |
| beyond the pale: | yetkisi dışında, toplum düzenine aykırı |
| beyond all forecasts: | hiç beklenmedik, tahminlerin ötesinde |
| beyond cavil: | [zarf] itiraz edilemeyecek şekilde |
| beyond doubt: | şüphesiz |
| beyond price: | paha biçilmez |
| beyond sea: | denizaşırı, deniz aşırı |
| beyond debate: | tartışmasız |
| beyond (past) endurance: | tahammülü aşkın, dayanılacak gibi değil |