TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| bilerek: | intentionally, on purpose, scienter, premeditatedly |
| bilerek birinin başına bela açmak: | [fiil] to take for a ride |
| bilerek kurallara karşı gelme (mahkemeye karşı hakaret , saygısızlık ya da itaatsizlik teşkil eden veya mahkemenin asayişini ihlal eden suçlar: | contempt |
| bilerek ve isteyerek: | [zarf] knowingly and wilfully, knowingly and willingly |
| bilerek yanlış bilgi: | take for a ride |
| bilerek yanlış bir izlenim yaratarak niyetleri gizleme ya da konuları geçiştirme: | smoke screen |
| bilerek yapılan israf: | voluntary waste |
| bilerek zarar vermek: | [fiil] to vandalize |