TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| bilgi: | knowledge, learning, cognizance, information, info, data, know how, acquaintance, conveyance, dope, inside dope, gen, gleanings, griff, griffin, intelligence, line, lore, notice, report, savvy, word, instructions |
| bilgi: | info , information |
| bilgi alışverişi anlaşması (birbirlerine ürün fiyatları vb gibi bilgi vererek rekabeti engellemek veya sınırlamak için belli bir sanayi dalındaki firm: | information agreement |
| bilgi kodu: | data code |
| bilgi alan: | informed |
| bilgi alanı: | field, bailiwick, ken |
| bilgi alma: | debriefing |
| bilgi almak: | get a line on |
| bilgi verilmesi: | front- office |
| bilgi mühendisliği (bir iş yerinde çalışanlara , kendi endüstri kolunun teknolojik gelişmeleriyle ilgili bilgi verilmesi: | knowledge engineering |
| bilgi vermek: | acquaint, inform, keep informed, enlighten, apprise, charge, clear, clear up, clue, cue smb. in, give smb. the dope, post, post up, state |
| bilgi almak için birine danışmak: | [fiil] to apply to sb for information |