TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| bireysel: | individual, individualistic, singular, separate |
| bireysel olarak değil de iş-kollarında temsil ettikleri üyeler grubu olarak hareket eder: | block vote |
| bireysel hak ve özgürlükler: | [isim] individual rights and freedoms |
| bireysel sorumluluk metodu (iki veya da fazla sigorta ile temin edilen hasarın bölüştürülme metodu , her bir sigortacının sorumluluğu ayrı ayrı hesapl: | independent liability method |
| bireysel satın almanın karşıtı olarak bir örgütün yaptığı satın alma: | organizational purchasing |
| bireysel eğilim görüşmesi: | clinical interview |
| bireysel reklamcılık medyası: | [isim] vehicle |
| bireysel bankacılık: | [isim] retail banking, consumer banking |
| bireysel müşteri: | individual customer |
| bireysel silahlanmanın önlenmesi: | [isim] gun control |
| bireysel emeklilik planı: | private pension plan |