TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| boiler: | [isim] kazan, su ısıtıcısı, kaynatan kimse; haşlanan kümes hayvanı |
| boiler: | kaynar kazan |
| boiler suit: | işçi tulumu |
| boiler of a central heating unit: | kalorifer kazanı |
| boiler insurance: | [isim] kazan sigortası (kazanların , infilak veya çökme ve fazla ısınma gibi ani ve beklenmeyen olaylardan ileri gelen zarara karşı sigortası, kazan sigortası (kazanların infilak veya çökme ve fazla ısınma gibi ani ve beklenmeyen olaylardan ileri gelen zarara karşı sigortası, kazan sigortası |
| boiler room: | [isim] kazan dairesi |
| boiler make-up water: | [isim] kazan tamamlama suyu |
| boiler plate: | sac |
| boiler language: | (US) çoğunlukla standart sözleşmelerde bulunan aşırı ayrıntılı ve anlaşılması güç yazı türü |