TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| borçlu: | debtor, behindhand, beholden, debitor, in hock, in the red, indebted, obligator, obligor, owing, under obligation to |
| borçlu: | indebted, beholden, owing, in the red |
| borçlu: | in hock |
| borçlu: | debtor, obligor, payer |
| borçlu ve alacaklıların şahsi ya da firma adlarıyla tutulan büyük defter hesapları: | [isim] personal account |
| borçlu olmak: | owe, be in debt, be in smb.'s debt, be under an obligation |
| borçlu olduğumuz meblağ: | debt owed by us |
| borçlu ile alacaklıları arasında borçların ödenmesi ve borçlunun ibrası için gerekli koşulları içeren ve saptayan belge veya sözleşme: | composition deed |
| borçlu grubu: | class of debtors |
| borçlu borcunu ödemediği takdirde: | foreclose |
| borçlu hesapları vadesinden ileri bir tarihte ödeme: | stretching the payables |
| borçlu bakiye: | red |
| borçlu iken alacaklı durumuna geçme: | subrogation |
| borçlu alacaklı ilişkisi: | debtor creditor relation |