TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| border: | [isim] kenar, sınır, hudut, kenar süsü; tarh |
| border: | [fiil] sınır koymak, çerçevelemek, sınır komşusu olmak; bitişik olmak, benzer olmak, demeye gelmek |
| border: | sinir |
| border crossing: | sınır geçişi |
| border guards: | [isim] sınır bekçileri |
| border town: | sınır kenti, sınır şehri, sınır şehir hrii |
| border revision: | sınırların yeniden tespiti, sınırın yeniden tespiti |
| border lights: | [isim] sınır ışıkları |
| border zone: | [isim] sınır mıntıkası |
| border troubles: | [isim] sınır çatışmaları |
| border area: | sınır bölgesi |
| border clash: | sınır çatışması |
| border gate: | gümrük kapısı, sınır kapısı |