TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| bread: | [fiil] pane etmek |
| bread: | [isim] ekmek, mangır; geçim, para, |
| bread and butter: | geçim için yapılan, temel |
| bread and butter letter: | yemek ve konukseverlik için teşekkür mektubu |
| bread and scrape: | tereyağlı ekmek |
| bread coupon: | ekmek kuponu, ekmek karnesi |
| bread crumbs: | [isim] galeta unu |
| bread acts: | [isim] borç nedeniyle bahse girmiş olanların iaşesine ilişkin kanunlar |
| bread basket: | mide |
| bread earner bread winner: | kendisinin ve onun eline bakanların geçimini temin eden kimse |
| bread buttered on both sides: | görülmemiş şans |
| bread and butter economic issues: | [isim] ekonomik günlük sorunlar |