TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| break: | [isim] kırma, kırılma, kırık, çatlak; ara, mola, teneffüs; ani fiyat düşüşü, fırsat, solo bölüm (caz); gaf, pot, kaçma, firar, fren |
| break: | [fiil] kırmak, koparmak, bozdurmak, bozmak, kırılmak, parçalanmak, kopmak, patlamak; ara vermek; ağarmak, batmak; iflas etmek; fırlamak; yakın dövüşü bırakmak; çiğnemek; kaçmak, kesmek, ihlal etmek, uymamak, batırmak, çözmek, söylemek, yenmek, dalmak |
| break: | kırık |
| break: | istenen sayfa sonu |
| break a code: | şifreyi bulmak, şifreyi çözmek |
| break up: | bitirmek, parçalamak, üzmek, ayrılmak, bitmek, bozulmak (nişan), tatile girmek, eğlendirmek, ufalamak, parçalanmak |
| break the news: | alıştıra alıştıra haber vermek, alıştıra alıştıra söylemek, haber vermek |
| break down: | bozmak, kırmak, yıkmak, bölmek, bozulmak, yıkılmak, duygularını kontrol edememek, baskıya dayanamamak |
| break out: | patlak vermek, çıkmak |
| break out in a rash: | isilik olmak |
| break into: | dalmak, zorla girmek, tecâvüz etmek, basmak, hırsızlık yapmak, lafa karışmak |
| break into a chord: | çalmaya başlamak |
| break into applause: | alkış tufanına tutmak, çılgınca alkışlamak |
| break into perspiration: | terlemeye başlamak |