TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| burst: | [isim] patlama, infilak, hamle, ileri atılma, atış, açılma, göz önüne serilme |
| burst: | [fiil] patlak vermek, patlamak; atılmak, fırlamak; çatlamak, yarılmak; boşanmak (gözyaşı), fışkırmak; infilak etmek, ortaya çıkmak, aniden açmak, had safhaya gelmek |
| burst: | patlama |
| burst: | patlama, cogusma kagit ayirma |
| burst communication: | cogusmali iletisim |
| burst out: | patlak vermek, söyleyivermek, haykırmak |
| burst into bud: | tomurcuklanmak |
| burst into laughter: | gülmekten kırılmak, kahkaha atmak, kahkahaya boğulmak, kahkahayı basmak |
| burst into song: | şarkıya başlamak |
| burst into tears: | boşanmak, gözyaşlarına boğulmak |
| burst of applause: | alkış tufanı |
| burst of neutrons: | nötronların püskürmesi |
| burst in: | söyleyivermek, haykırmak |