TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| call: | [isim] ses, çağırma, seslenme, çağrı, ötüş; ihtiyaç; ziyaret etme, davet, ziyaret, telefonda konuşma |
| call: | [fiil] çağırmak, bağırmak, seslenmek, aramak (telefon); telefon etmek, telefonda konuşmak; davet etmek, çağrıda bulunmak; dava açmak; adlandırmak, lakap takmak; demek, söylemek, farzetmek, ziyaret etmek, uyandırmak |
| call: | cagri, cagirma, arama (telefon) |
| call a cab: | taksi çağırmak |
| call a doctor: | doktor çağırın. |
| call off: | [fiil] iptal etmek, feshetmek, durdurmak, yasaklamak, sınırlamak, son vermek, sona erdirmek, listeden yüksek sesle okumak |
| call receiver: | [isim] aranan taraf |
| call back: | geri çağırmak, hatalı üretilen ürünü telâfi için geri istemek, caymak, dönmek, yalanlamak, arayan kimseyi geri aramak, tekrar uğramak |
| call of names: | isimlerin okunması |
| call for: | gerektirmek, istemek, çağırmak, gerekmek, gerekli olmak |
| call for restraint: | sükunete davet etmek, sakinleşmesini istemek |
| call up: | hatırlamak, hayalinde canlandırmak, askere çağırmak, silâh altına almak, telefon etmek, getirtmek, gelmesini sağlamak |
| call of a sales representative: | [isim] satış mümessilinin ziyareti |