TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| can: | [isim] konserve kutusu, kutu, teneke kutu, teneke kutudaki içecek, kodes; hapishane; hela; popo, kaba et |
| can: | [fiil] ebilmek, yapabilmek, edebilmek, olabilmek; konservesini yapmak, konservelemek; kasede kaydetmek, kayıt yapmak (ses ya da görüntü), uzaklaştırmak (okul), kovmak |
| can: | metal kap |
| can opener: | konserve açacağı |
| can be seen: | görülebilir |
| can buoy: | koni biçiminde işaret şamandırası |
| can you check it for me: | benim için kontrol eder misiniz |
| can you check my size: | benim boyum var mı |
| can you cut a little more off the back: | arkamı biraz daha kısaltır mısınız |
| can you cut a little more off the front: | önümü biraz daha kısaltır mısınız |
| can you cut a little more off the neck: | ensemi biraz daha kısaltır mısınız |
| can of worms: | bozuk iş |
| can you lend me a bolt: | cıvata ödünç verir misiniz |