TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| charge: | [isim] yükleme, şarj etme, yük; doluluk miktarı, doz; ipotek, talep; masraf, ücret; görev, yükümlülük, sorumluluk, nezaret; hapis, gözaltı; emir, talimat; suçlama, iddia, hücum, saldırı |
| charge: | [fiil] yüklemek, doldurmak, itham etmek, şarj etmek, ödetmek, kredi kartından almak; sorumlu tutmak; uyarmak, tembihlemek, bilgi vermek, aydınlatmak, suçlamak, üzerine atmak, saldırmak, hücum etmek |
| charge: | yük,yükleme |
| charge (to): | yuklemek |
| charge account: | kredi kartı hesabı, veresiye hesabı |
| charge of a capacitor: | sigacin yuku |
| charge of an electron: | elektronun yuku |
| charge on land: | arsa ipoteği |
| charge for admittance: | giriş ücreti, duhuliye, giriş ücretlidir |
| charge for fixing: | takma ücreti |
| charge of an indictment: | suçlamanın dayanağı |
| charge for transmitting money: | para havale harcı |
| charge nurse: | başhemşire |