TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| clock: | [isim] saat, kronometre, taksimetre, çorabın iki yanındaki ajur |
| clock: | [fiil] saat tutmak, ölçmek, ulaştırmak |
| clock: | saat |
| clock in: | kart basmak, kartını basmak, geliş zamanını yazmak |
| clock (to): | saatle eszamanlama |
| clock circuit: | saat devresi |
| clock tower: | saat kulesi |
| clock watcher: | [isim] mesai saatinin bitmesinden başka bir şey düşünmeyen çalışan |
| clock key: | kurgu |
| clock up: | [fiil] kadranda göstermek, yazmak |
| clock pulse: | saat vurumu |
| clock radio: | saatli radyo |
| clock out: | kart basmak, çıkış zamanını yazmak |