| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| compound: | [isim] bileşik, bileşim, alaşım, karıştırma, karıştırılma, bileşik kelime, ağıl, mandıra, duvarla çevrili binalar topluluğu | |
| compound: | [fiil] birleştirmek, artırmak, çözmek, halletmek, taksitle ödemek, örtbas etmek, takipten vazgeçmek, anlaşmak, uzlaşmak | |
| compound: | [sıfat] bileşik, karışık | |
| compound: | bileşik | |
| compound: | Bileşim, terkip. | |
| compound probability: | [isim] bileşik olasılık | |
| compound discount: | [isim] bileşik faiz iskontosu | |
| compound feed: | karma yem, bileşik yemler, hazır yemler | |
| compound journal entries: | [isim] bileşik yevmiye maddeleri | |
| compound journal entry: | [isim] bileşik yevmiye kaydı | |
| compound annual growth rate (CAGR): | [isim] yıllık bileşik büyüme oranı | |
| compound larceny: | bir kimsenin üzerinden veya evinden bir şey çalmak suretiyle işlenen hırsızlık suçu | |
| compound householders: | [isim] (Br) su parasının kiraya dahil edilmediği kiracılar | |
| compound beam: | çatma | |
| compound bonus: | birleşik ödeme payı, sigorta meblağına göre hesaplanan, belli aralıklarla yapılan değerlemelerde deklare edilenlere eklenen kâr payı, bileşik ödeme payı (sigorta meblağına dayanılarak hesaplanan ve belli aralarla yapılan değerlemelerde beyan edilmiş olanlara eklenen kâr payı, bileşik ödeme payı (sigorta meblağına dayanılarak hesaplanan ve belli arala |
[ son aranan 10 kelime: elimination of customs barriers | ride a bicycle | baccy | karnını içe çekmek | teessüf | being angry with | have an interview | wastage of coal | düzenli hat kumpanyalarının aralarında navlun ve diğer hususlarda anlaşma yapmaları | compound ]