TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| crash: | [isim] gürültü, çatırtı; parçalanma; kaza; iflas; yoğun kurs |
| crash: | [fiil] kırılmak, parçalanmak, gürültüyle düşmek; gürültü etmek; batmak, iflas etmek; düşmek; çarpmak; davetsiz olarak gitmek; sabahlamak |
| crash: | cokme |
| crash safety precautions: | [isim] kaza güvenlik önlemleri |
| crash course: | yoğun kurs, yoğun program |
| crash halt: | ani fren |
| crash into: | çarpmak, bindirmek |
| crash helmet: | kask, çelik başlık |
| crash landing: | mecburi iniş, zorlu iniş |
| crash land: | [fiil] mecburi iniş yapmak |
| crash language course: | hızlandırılmış dil kursu |
| crash negligence: | ağır ihmal |