TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| crisis: | [isim] buhran, kriz, bunalım; dönüm noktası |
| crisis: | kriz |
| crisis: | 1. Hastalığın dönüm noktası, hastanın iyileşeceği eya öleceğinin belli olduğu an, kriz (Düzelmeyi göstermek üzere yüksek ateşin aniden düşmesi, öleceğini göstermek üzere hastanın birdenbire koma'ya girmesi gibi); 2. Aniden gelişen şiddetli belirtilerle ka |
| crisis of leadership: | yönetici krizi |
| crisis centre: | [isim] kriz merkezi |
| crisis on the stock exchange: | borsa buhranı |
| crisis solution: | kriz çözümü |
| crisis ridden industries: | [isim] kriz içinde bulunan sanayiler |
| crisis fund: | buhran fonu |
| crisis money: | bunalım parası |
| crisis situation: | kriz durumu |
| crisis management: | kriz yönetimi, bunalım döneminde yapılan yöneticilik |
| crisis of capitalism: | marksistlerce ileri sürülen, kapitalist sistemin içindeki yapısal yanlışlıklar ya da zayıflıklardan doğan mali bunalım, kapitalizmin bunalımı |