TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| dünyada: | in the world |
| dünyada var olan şey: | terrestrial |
| dünyada tıpkı: | for all the world |
| dünyada yaşayan: | earthling |
| dünyada yükselmek: | [fiil] to rise in the world |
| dünyada geçerli para: | world currency |
| dünyada başarı kazanmak: | [fiil] to make one's way in the world |
| dünyada kendisine bir yer yapmış: | arrive |
| dünyada işinden başka şeyle ilgilenmemek: | [fiil] to be all business |
| dünyada iş inden başka şeyle ilgilenmemek: | [fiil] to be all business |
| dünyada artan rekabet veya azalan talep nedeniyle bir sanayi kolunda üretimin azalması ve boyutlarının küçülmesi: | contraction |