| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| dışarı: | out, outside of, forth | |
| dışarı: | outside, exterior | |
| dışarı: | out | |
| dışarı akan: | effluent | |
| dışarı akan madde: | effluent | |
| dışarı atmak: | throw out, shoot out, turf out, put out, run out, expel, out | |
| dışarı çıkmak: | go out, step out, pass out, protrude | |
| dışarı çıkmamak: | [fiil] to keep to the house, to stop at home | |
| dışarı gelmek: | [fiil] to come from outside | |
| dışarı çıkacak yer: | outlet | |
| dışarı çıkarmak: | [fiil] to lead out | |
| dışarı çıkma: | egress | |
| dışarı çıkma müsaadesi: | [isim] leave to go out |
[ son aranan 10 kelime: çeşitli hesaplara kayıt yapmaksızın belgelerin sınıflandırılarak izlendiği | shingle | infested | dispanser | harmoni | whereby | to recite one's grievances | seçme özgürlüğü | sefire | dışarı ]