TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| daha çok: | supra |
| daha çok dayanmak: | outlast, outlive |
| daha çok istemek: | like better |
| daha çok kâr etmek: | outsell |
| daha çok kazanmak: | better oneself |
| daha çok çaba harcamak: | [fiil] to pull one's socks up |
| daha çok kazandıkça artan: | earnings- related |
| daha çok likiditeye ihtiyaç olmak: | [fiil] to require greater liquidity |
| daha çok ithalata kapı açmak: | [fiil] to open door to more imports |
| daha çok Kutup'ta geceleri görülüp hareket eden renkli ışıklar: | [isim] northern lights |
| daha çok satış yapmak: | [fiil] to outsell |