TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| daha iyi: | better, preferable |
| daha iyi atlamak: | outjump |
| daha iyi bir oda gösterir misiniz: | Would you please show me a better room |
| daha iyi bir şey var mı: | Is there anything better |
| daha iyi canlandırmak: | outact |
| daha iyi mal çeşidi: | better description |
| daha iyi yöntemlerle üretimi artırmak: | [fiil] to increase production with better methods |
| daha iyi güvenlik önlemi için protesto: | protest for better security |
| daha iyi tanımak için ilave işaret: | countermark |
| daha iyi konuşarak üstün gelmek: | [fiil] to outtalk |
| daha iyi bir göreve terfi etmek: | [fiil] to rise to a better position |