TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
dealing: | [isim] muamele, davranış; dağıtma; ilişki; iş; alışveriş | |
dealing with sb: | takıntı | |
dealing with a complaint: | bir şikâyeti halletme | |
dealing in real estate: | emlakçilik | |
dealing costs: | [isim] simsarlık ücretleri | |
dealing out: | ceza uygulama | |
dealing for cash: | peşin alışveriş | |
dealing in stocks: | (Br) hisse senetleri alışverişi | |
dealing for a fall: | fiyat düşüklüğünden yararlanan borsa tüccarı, hisselerin fiyatları düştüğünde satın alıp yükselmesini bekleme spekülasyonu |