TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| deficiency: | [isim] eksiklik, eksik, yetersizlik; yoksunluk; gereksinim; kusur, noksan, açık, gerilik; hesap açığı |
| deficiency: | 1. Eksiklik, noksanlık, yokluk; 2. Kifayetsizlik, yetmezlik. |
| deficiency: | eksiklik |
| deficiency disease: | [isim] zafiyet, yetersiz beslenme sonucu rahatsızlık |
| deficiency bill: | [isim] (Br) İngiltere Merkez Bankası'nın kısa vadeli tahvilleri |
| deficiency advances: | [isim] (Br) İngiliz Merkez Bankası avansları |
| deficiency of food: | gıdasızlık, gıda bozukluğu |
| deficiency statement: | [isim] (US) açık bilançosu |
| deficiency bills (bank of england): | [isim] bütçe açığını kapatmak için çıkarılan hazine bonoları, kısa vadeli borçları temsil eden bonolar |
| deficiency goods: | yeterli miktarda piyasada bulunmayan mal |
| deficiency in infrastructure: | [isim] altyapı eksiklikleri |
| deficiency account: | zarar hesabı, iflas muameleleri yapılırken veya bir araştırma soruşturmada mali bakımdan güç durumda olan bir borçlunun alacaklıları tarafından hazırlanan alacaklıl, açığı saptayan zarar özeti |
| deficiency clause: | tahıl taşımalarında kullanılan bu kloz ile navlunun boşaltmada tartı üzerinden ödeneceği kabul edilir |