TELAFFUZKELİMEANLAM
delil:proof, evidence, supporting document, argument, averment, case, document, earnest, voucher
delil niteliğindeki:probative
delil yetersizliğinden reddetmek:ignore
delil tesbiti:determination of evidence
delil niteliğinde olan:evidentiary
delil niteliğinde olmak:[fiil]  to be evidentiary
delil yetersizliğinden tahliye olunmak:[fiil]  to be discharged on the ground of insufficient evidence
delil yokluğunda:for lack of evidence, a shred of evidence
delil yokluğundan:in default of evidence
delil ortaya çıkarmak:[fiil]  to come up with evidence
delil düzmek:[fiil]  to cook up evidence, to arrange evidence



[ son aranan 10 kelime: to enforce an award | evli eş | deneme amaçlı fabrika | saygısız | commendation | to butcher a job | evi süslemek | home sales manager | bahçe çiti | delil ]
cümle çeviri / sözlük / kullanım şartları / bize ulaşın
RoketSozluk.com 2008-2024 - Tüm Hakları saklıdır. 0.0024