| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| detained: | alıkonmuş, gecikmiş, tutuklanmış, nezaret altına alınmış | |
| detained in captivity: | esir tutulmuş | |
| detained by ice: | buzlar arasında hapis kalmış | |
| detained person: | tutuklu kişi | |
| detained for trial: | duruşmaya çıkarılmak üzere alıkonulmuş | |
| detained by accident: | kaza yüzünden gecikmiş | |
| detained for interrogation: | soruşturma için tutuklanmış | |
| detained in business: | iş yüzünden gecikmiş |
[ son aranan 10 kelime: to arrest immediately without warrant | institutionalized | kendinden geçirtmek | be quick on the uptake | fasiyal sinir | spadix | aircast | açıklaması olanaksız | investing of money | detained ]