TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| dim: | [fiil] karartmak, bulandırmak, kararmak, bulanmak; donuklaştırmak, sönükleşmek |
| dim: | [sıfat] bulanık, anlayışsız; sönük; donuk; kalın kafalı |
| dim: | soluk |
| dim out: | karartmak, karartma uygulamak |
| dim vistas of the future: | [isim] geleceğin karanlık manzaraları |
| dim lighted: | kısık ışıkla aydınlatılmış |
| dim forebodings: | [isim] vuku bulacağı önceden hissedilen kötü şeyler |
| dim recollections of childhood: | [isim] çocukluğun belli belirsiz anıları |
| dim outlines of buildings: | yapıların belli belirsiz silueti |