TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| distance: | [isim] uzaklık, uzak olma, açıklık; mesafe, ara, araya mesafe koyma; soğukluk |
| distance: | [fiil] uzakta tutmak, uzağa koymak; geçmek; geride bırakmak |
| distance: | mesafe |
| distance: | 1. Mesae, uzaklık, iki nokta arasındaki mesafe; 2. Zaman aralığı, iki olay arasında geçen müddet. |
| distance learning: | uzaktan egitim, teleegitim |
| distance runner: | uzun mesafe koşucusu |
| distance lights: | [isim] (araba) uzak farları |
| distance covered: | katedilen mesafe |
| distance rate: | mesafeye göre hesaplanan ücret tarifesi |
| distance rod: | germe çubuğu |
| distance shot: | (fotoğraf) uzaktan çekiş |
| distance freight: | taşımanın yapılacağı mesafe ile orantılı taşıma ücreti, yük anlaşma limanında boşaltılmayıp ona yakın bir limanda boşaltılırsa aradaki mesafe için navlun anlaşmasına göre ödenecek mesafe navlunu |
| distance indicator: | (otomobil) kilometre saati |