TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
dive: | [isim] dalma, dalış, pike; atlama, yaylanarak atlama; batakhane | |
dive: | [fiil] dalmak, atlamak, dalış yapmak, pike yapmak; elini daldırmak; gömülmek; azalmak; düşmek | |
dive bomber: | bombardıman uçağı | |
dive headfirst: | balıklama atlamak | |
dive into a subject: | bir konuya dalma | |
dive into one's pocket: | elini cebine daldırma | |
dive into the streets: | sokak kalabalığı içine dalma | |
dive down on the enemy: | düşman üzerine çullanma | |
dive bar: | meyhane | |
dive for pearls: | inci çıkartmak için dalma |