TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| dog: | [isim] köpek; erkek kurt, it; erkek tilki; ocak demiri; kömür vagonu |
| dog: | [fiil] izlemek, takip etmek; yakasını kurtaramamak |
| dog biscuit: | [isim] köpek bisküvisi |
| dog boning: | yakıt uçlarında kemik şeklindeki oluşum |
| dog cheap: | [sıfat] sudan ucuz |
| dog fanciers: | köpekleri çok seven kimse |
| dog catcher: | öldürmek amacıyla sokak köpeklerini toplayan kişi, (politika) önemsiz adam |
| dog hungry: | kurt gibi aç olma |
| dog in the manger: | [isim] kendi yiyemediğini başkasına da yedirtmeyen kimse |
| dog lead: | tasma kayışı |
| dog like devotion: | köpek sadakati |
| dog paddle: | köpekleme yüzüş |