TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| drag: | [isim] tırmık, trol, tarak, kızak; engel; direnç; ağır hareket; el arabası, atlı araba; zahmetli şey; sıkıcı tip; aptal, geri zekâlı tip; etki; bir nefes; koku (av); kadın elbisesi (eşcinsel erkeğin giydiği) |
| drag: | [fiil] çekmek, sürüklemek, sürümek, sürünmek; ağırdan almak; ağ ile suyun dibini taramak, taramak; söz konusu etmek; bulaştırmak, sokmak; sürüncemede kalmak, geçmek bilmemek; durgunlaşmak; ağır tempoyla çalınmak |
| drag: | sürükleme |
| drag along: | sürüklemek |
| drag anchor: | tarama demiri |
| drag up: | araştırmak, kurcalamak, açığa çıkarmak, iyi terbiye etmemek, gelişigüzel yetiştirmek |
| drag rod: | direksiyon çubuğu |
| drag queen: | kadın elbiseli eşcinsel |
| drag on: | sürüklenmek, sürüncemede kalmak, bitmek bilmemek, uzadıkça uzamak |
| drag on recovery: | konjonktür freni |
| drag in: | [fiil] içeri sürüklemek, zorlamak, zorla yaptırmak, söz konusu yapmak |
| drag and drop: | sürükle-bırak |
| drag away: | sürüyerek götürmek, zorla götürmek, zorla ayırmak |