| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| duruşma: | court hearing, court trial, hearing, hearing in court, trial, (law) a hearing in a lawsuit | |
| duruşma sonunda kıdem açısından genç olan yargıcın kanıtlar konusundaki oyu: | advice on evidence | |
| duruşma hâkiminin hukuki sorunlara ilişkin talimatına aykırı jüri kararı: | verdict contrary to law | |
| duruşma günü: | appearance day, court day, days in bane, day in court, day of hearing, day fixed for trial, legal d, hearing date, trial date, legal day | |
| duruşma yeri: | place of hearing, venue | |
| duruşma zabtı: | record of the proceedings | |
| duruşma zaptı: | record of proceedings | |
| duruşma harici: | in camera | |
| duruşma salonu: | hearing room | |
| duruşma tarihi: | date of hearing, hearing date | |
| duruşma yapmak: | [fiil] to give a hearing |
[ son aranan 10 kelime: excuse me, this is not your berth | sınır kenti | tepesi atmak | mahkemeyi yanlış yola sevketmek | ecological | nervus cardiacus cervicalis medius | bir defada yağan yağış miktarı | eğitim görmek | destroyed | duruşma ]