| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| durumu bozulmak: | go downhill, come down in the world | |
| durumu düzeltmek: | mend matters | |
| durumu hemen kavramak: | keep one's wits about one | |
| durumu idare eden: | saving | |
| durumu idare etmek: | keep up appearances | |
| durumu bir bakışta özetlemek: | [fiil] to sum up the situation at a glance | |
| durumu nasıl değerlendiriyor ?: | what is her assesment of the situation | |
| durumu kurtarıcı bir yolun bulunmadığı ve bir tarafın kaybedeceği öteki tarafın kazanacağı karşı karşıya geliş: | zero- sum game | |
| durumu bilerek konuşmak: | [fiil] to speak with full knowledge of the facts | |
| durumu eski haline getirmek: | [fiil] to restore the state of things |
[ son aranan 10 kelime: experimenter | etrafına bakmak | zayıf yön | sınamak ve sonuçlar hakkında rapor hazırlamak için çalıştırılan kimse | şeytan ve cinlerin varlığına olan inancı inceleyen bilim | çıplaklık | rooster | damaged | has no | durumu ]