| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| ear: | [isim] kulak; duyma yeteneği; kulak verme; başak | |
| ear: | Kulak. | |
| ear: | kulak | |
| ear drops: | kulak damlası | |
| ear muffs: | kulaklık (soğuğa karşı) | |
| ear nose and throat specialist: | [isim] kulak burun boğaz uzmanı | |
| ear ache: | kulak ağrısı | |
| ear plugs: | [isim] kulak tıkaçları | |
| ear splitting: | sağır edici (ses, kulak tırmalayıcı | |
| ear specialist: | kulak hastalıkları uzmanı, kulakçı | |
| ear infection: | [isim] kulak enfeksiyonu |
[ son aranan 10 kelime: işi burada bırakmak | karar verme | vocal chords | view room inspection | to abate the amount of a legacy | requiem | multiway | nerve racking | aile fertleri | ear ]