TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| escape: | [isim] kaçış, kaçma, firar, kaçış yolu; kurtuluş, kurtulma; sızıntı, kaçak; dinlendirici şey |
| escape: | [fiil] kaçmak, firar etmek, kurtulmak, paçayı sıyırmak (Argo), atlatmak, kaçıp kurtulmak; gözünden kaçmak, aklına gelmemek, hatırından çıkmak; sızmak, kaçak yapmak |
| escape: | 1. sızma, sızıntı (kan, lenf v.s); 2. Dışarı çıkma, salınma, serbest hale geçme (hormon v.s.) |
| escape artist: | zincirlerden kurtulma şovu sunan sanatçı |
| escape by a hairbreadth: | kıl payı kurtulmak, ucuz kurtulmak |
| escape from the jaws of death: | ölümün pençesinden kurtulmak |
| escape hatch: | [isim] firar kaportası |
| escape detector: | sızıntı bulucu |
| escape suspect: | kaçmaktan sanık |
| escape of a prisoner: | bir mahpusun kaçışı, mahpusun kaçışı |
| escape cock: | boşaltma musluğu |
| escape clause: | fesih şartı, bir sözleşmede, belirli koşullar altında taraflardan birinin sözleşmede yer alan yükümlülüklerden kurtulması veya sözleşme ile bağlantısının kalkması klozu |